Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | en öndeki | foremost adj. |
General | en öndeki | forehand adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | en öndeki kuka | kingpin n. |
General | en öndeki yer | forefront n. |
General | en öndeki yer | foreground n. |
General | (kızakta) en öndeki köpek | outrunner n. |
General | (yarış atı) en öndeki ata yaklaşmak | close v. |
General | gemi güvertesinin en öndeki noktasından en arkadaki noktasına | overall adv. |
Technical | ||
Technical | motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipi | fan engine n. |
Computer | ||
Computer | en öndeki bilgi penceresi | info window is frontmost n. |
Computer | en öndeki simgeleşmiş pencere | frontmost window is minimized n. |
Marine | ||
Marine | teknenin en öndeki küreği | bow n. |
Anatomy | ||
Anatomy | alt çene kemiğinin geliştiği en öndeki iç organ yayı | mandibular arch n. |
Military | ||
Military | en öndeki atış timi | lead fire team n. |
Sport | ||
Sport | formula 1'de en öndeki pilotun pozisyonuna verilen isim | pole position n. |